Gazetemizin köşe yazarlarından Müslüm Üzülmez’in kişisel web sitesi www.uzulmez.site yayın hayatına başlamıştır. Yazarımızın web sitesinde gazetemizde yayınlanmış yazıları dışında, basılmış kitapları, değişik gazete ve dergilerde çıkmış yazıları, teknik yazıları ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları ile kendisi ve kitapları hakkında basında
Yeni Yayınlar
Mustafa Naci Ergani ve bu kasabamızın yetiştirdiği i değerli simalara ait yazıları Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül adlı eserde bir araya getiren Müslüm ÜZÜLMEZ, bugüne dek yazdığı kitapların sayısını on dörtlere çıkarmış durumda.İlk başta teknik konuları içeren kitaplar yayınlayan ÜZÜLMEZ, daha sonra kalemini yöremizin tarihi ve kültür yapısına yöneltmiş durumda.Kitabın ilk bölümünde genellikle Çayönü (Hilar) bulgularıyla ilgili tarihi kaynaklara ayıran Yazar, insanlığın geçmişiyle ilgili önemli bulguların ortaya koyduğu Çayönü’nde, ilk kez madenin işlenip yerleşik düzene geçilmesini, tarım yapılarak hayvanların evcilleştirilmesini,burada bulunan verilere dayanarak seslendirmeye çalışmaktadır. İkinci bölümde Ahmet ARİF, Sezai KARAKOÇ, Mıgırdiç MARGOSYAN gibi tanınan ve düşünce adamlarımıza da bu
Kitaplar Arasında/Kapak Arası
Müslüm Üzülmez, Makam Makam Çiçeği ve BülbülTitiz Yayınları, İstanbul, Mayıs 2010, 319 sy. Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül adını taşıyan bu kitabımda yer alan yazılar çeşitli dergi, gazete ve sitelerde yayınlanmış Ergani ve Erganililere dair yazılarımdan oluşmaktadır. Bu yazıların gazete sayfaları arasında eskiyip sararmasına ya da internet ortamının sonsuzluğunda kaybolup gitmelerine gönlüm razı olmadı, bu seçkiyi oluşturdum. Yazıların hiç birinde içeriğe dair değişiklik veya düzeltme yapılmamıştır. Sadece bir iki sözcük değişimi veya ilavesi yapılmış, var olan yazım ve imla hataları düzeltilmiştir. Yazılar, konularda hem akışkanlığı ve hem de bütünselliği sağlamak için yayınlanış tarihlerine göre Tarih, Eğitim ve Kültür, Çevre ve
Müslüm Üzülmez’in İki Yapıtı Üzerine
Ergani ve bu kasabamızın yetiştirdiği değerli simalara ait yazıları “Makam Çiçeği ve Bülbül” adlı eserde bir araya getiren Müslüm ÜZÜLMEZ, bugüne dek yazdığı kitapların sayısını on dörtlere çıkarmış durumda. İlk başta teknik konuları içeren kitaplar yayınlayan ÜZÜLMEZ, daha sonra kalemini yöremizin tarihi ve kültür yapısına yöneltmiş durumda. Kitabın ilk bölümünde genellikle Çayönü (Hilar) bulgularıyla ilgili tarihi kaynaklara ayıran Yazar, insanlığın geçmişiyle ilgili önemli bulguların ortaya koyduğu Çayönü’nde, ilk kez madenin işlenip yerleşik düzene geçilmesini, tarım yapılarak hayvanların evcilleştirilmesini, burada bulunan verilere dayanarak seslendirmeye çalışmaktadır. İkinci bölümde Ahmet ARİF, Sezai KARAKOÇ, Mıgirdiç MARGOSYAN gibi tanınan ve düşünce adımlarımıza da bu bölümde
Eski Tüfekler Uyardı: Bu Tuzağa Düşmeyin!
68 kuşağının önde gelen isimlerinden EDP Genel Başkanı Ziya Halis, “Şiddet içerikli hiçbir eylemi tasvip etmiyoruz. Daha makul olmak zorundalar” dedi. Tek merkezden yönlendirildiği belli olan siyasilere yönelik öğrenci protestolarıyla ilgili olarak Akit’ten Aslan Değirmenci’ye konuşan 68 kuşağının önde gelen isimleri ve 12 Eylül darbe mağduru öğrenci hareketi liderleri önemli uyarılarda bulundular. GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARTMALIYIZ“Bizler gençlerimizden ilerici etkinlikler bekliyoruz” diyen Halis, “Hepimiz üniversitelerin özgür olmasını istiyoruz. Demokratik üniversiteleri meydana getirmeliyiz. Toplumda gençliği kullanmaya alışkın yapılar var. Bu yapılar karışık ortamlardan faydalanmak isterler. Buna dikkat etmeliyiz. Geçmişte yaşananlardan hepimiz ders çıkartmalıyız. Öğrencileri de demoralize etmemeye gayret göstermeliyiz” diye konuştu. HAK VE
Hîlar / Önsöz
Hîlar, bugün güneşin parlak, rüzgârın sert, kayaların sağır, mağaraların kör, tarihin suskun olduğu bir mekânda olsa da, tarihte ilklerin yaşandığı eski bir yerleşim yeridir. Arpa ve buğdayın ilk ekilip biçildiği, hayvanların ilk evcilleştirildiği, kerpiç topaçlarının ilk yapıldığı, barınak, tapınak ve kurban sunağının ilk inşa edildiği, kısacası insanoğlunun ilk yerleşik düzene geçtiği tarihsel öneme sahip yerlerinden biridir. Tarih Hîlar’da başlamıştır diyebiliriz. Tarihsel bir öneme sahip dünya kültür mirasının bu önemli parçasını her yönüyle tanımak gerekmez mi? Gerekir. Huneyn Kaygusuz bir Hîlarlı olarak, yani Hîlar’ın içinden ve de köyde yaşayan biri olarak Hîlar’ın kitabını, HÎLAR’ı yazarak bu konuda bizlere yardımcı olmayı ve
Müslüm Üzülmez’in Yeni Bir Kitabı Yayınlandı
Gazetemizin köşe yazarı ve birçok gazete ve dergide makaleleri yayınlanan Üzülmez’in son kitabı Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak adlı kitabı çıktı. Araştırmacı-yazar Müslüm Üzülmez yeni bir kitap daha çıkarttı. Son zamanlarda ismini gündemden düşürmeyen Müslüm Üzülmez Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül kitabı piyasada yok satarken yeni bir kitabı daha çıktı. Gecenin Islığı (Şiir), Çayönü´nden Ergani´ye: Uzun bir yürüyüş, On Bin Yıllık Tarihin Tanığı: HİLAR, Makam Makam Çiçeği ve Bülbül gibi kitaplara imza atan Müslüm Üzülmez´in yeni bir kitabı Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak(*) adlıyla kitapçı raflarında yerini aldı. Üzülmez, basında şahsı ve daha çok da kitapları hakkında çok sayıda yayınlanan yazılanların bir
Paylaşmak Arzusu
M. Şehmus Güzel Müslüm Üzülmez’in kitapları hakkında yazılanları derlemesi son derece ilginç bir girişim. Yazarı bu değişik kitabı vesilesiyle candan kutluyorum. Sevimli bir kitap olmuş. Malum, yazılanlar kitap biçimine getirilince daha kalıcı oluyor. Bu açıdan yapılan her zaman övgüye layık. Yazıların tümünü veya tümüne yakınını okumuştum, ama böyle sevimli bir kitap olarak sunulunca yeniden göz attım. Değişik yayın organlarında kitaplarına ilişkin yazılanlardan bir seçki oluşturmak, derli toplu bir arada olmalarını sağlamak, bunları meraklılarıyla paylaşmak hem orijinal hem de çok iyi fikir. Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak isimli kitapta yer alan yazılarda övgüler, eleştiriler, öneriler ve kimi düzeltmeler var. Tanıtım yazıları daha
Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak / Müslüm Üzülmez
Müslüm Üzülmez’in yeni bir kitabı yayınlandı. Gecenin Islığı (Şiir), Çayönü’nden Ergani’ye: Uzun bir yürüyüş, On Bin Yıllık Tarihin Tanığı: HİLAR, Makam Makam Çiçeği ve Bülbül gibi kitaplara imza atan Müslüm Üzülmez’in yeni bir kitabı Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak(*) adlıyla kitapçı raflarında yerini aldı. Üzülmez, basında şahsı ve daha çok da kitapları hakkında çok sayıda yayınlanan yazılanların bir kısmından bir seçki oluşturmanın, derli toplu bir arada olmalarının iyi olacağını düşünerek Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak adıyla bunları bir araya getirip yayınlamaya karar vermiş. İyi de etmiş. Çünkü yayınlanan her kitap kültürel zenginlik denizine düşen bir damladır. Kitapta yer alan yazılarda övgüler var,
Müslüm Üzülmez ve Makam Çiçeği
Resul Üstün Yaşadığımız coğrafyanın doğa koşullarından da kaynaklanan yaşamsal dayatmalar sonucu olsa gerek ki; Mezopotamya halkı olarak kıskançlık derecesinde hiçbir halka kısmet olmayan tarihi ve kültürel yaşanmışlıklarla donanımlıyız. “Bu durum ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda bir doymuşluğun ifadesi midir?” diye sorarsanız, yanıtım elbette ki “hayır” olacaktır. Çünkü soyutlar somuta dönüştürülmedikleri sürece pozitif değerde bir anlam da ifade etmezler. Dağ, taş, ova, göl, nehir… Dört bir yanımız tarihi ve kültürel zenginliklerle dolup taşarken, biz sadece aidiyetin soyut yanıyla ilgili görünerek kendimizi tatmin olmuş gibi göstermeye çalışıyoruz. Evet, “tatmin olmuş gibi…” Oysa aidiyet (ait olmak) kanla damar gibi, toprakla ekin gibi, yağmurla
Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül
M. Şehmus Güzel Zaman zaman Ergani şanslı kasabalarımızdan biri, Erganililer de şanslı insanlar olmalı diye düşünüyorum: Geçmiş ama o kadar da geçmiş olmayan yıllarda Fevzi Karadeniz’in değişik kitapları, örneğin Eski Zamanlar (Pencere Yayınları, İstanbul, 2001), birkaç yıl önce Şeref Yıldız’ın bütün bir siyasi geçmişi derli toplu aktaran kaya gibi Fırtınada Yürüyüş (TÜSTAV Yayınları, İstanbul, 2008) isimli kitabı, birkaç ay önce yayınlanan Ergani Yürüyor isimli kitabım (TÜSTAV Yayınları, İstanbul, 2010) bizim isimlerimizi taşıyorlar ama aslında bu kasabanın suyunun, havasının, rüzgarının ve sesinin eseridir. Daha yazacaklarımız da var. Ama ne yazarsak yazalım Ergani’ye ve Makam Dağı’na bütün borçlarımızı ödemiş olur muyuz? Bu