Sevgili Gün Zileli Ağabeyim, Merhaba. Size cevap vermede biraz geciktiğim için lütfen kusuruma bakmayın. Şehirlerarası bir yolculuk, bazı yapılacak işlerimin olması, eski dostlarımı ziyaret etmem bu gecikmeye neden oldu. Ancak, az önce bilgisayarımı açma fırsatım oldu ve açar açmaz da hemen size
Mektup, 29 Mart 2023 tarihinde yayımlanan “Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor” başlıklı yazımı kendisine göndermem üzerine gönderilmiştir. Müslüm arkadaş, merhaba,Mektubunu aldım, yazını okudum.Bugüne kadar kitabıma(1) ilgi gösteren ve dönüş yapan iki kişinin geçmiş ya da bugünkü siyasi kimlikleri çok ilginç: Bunlardan biri, eski
1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Amerikalı yazar John Steinbeck’in Gazap Üzümleri, Bitmeyen Kavga ve daha birçok kitabını okumuştum ama Rusya Günlüğü(1) adında bir kitabının olduğunu bilmiyordum. Oğlum Utku yılbaşında yanıma geldiği zaman, okumam için getirdiği kitaplar arasında görünce haberim oldu. John Steinbeck
“Anlayan kalmamış bu tanrının diliniKabartmalar konuşmuyor bizimle kayalarda” Hilar’da geceler ne kadar karanlık olursa olsun, gökyüzündeki yıldızlar çok ve bir o kadar da aydınlık olur. Ay, karanlık gecelerde sevgilinin yanağı gibidir. Güneş, güzele vurur, ama, Hilar kayalarından da hiç nurlu ışıklarını esirgemez.
Müslüm Üzülmez, Ali Haydar Üzülmez, Eşref Üzülmez, Abdurrahman Üzülmez,Asmaaltı Yayınları, Kasım 2022, İstanbul, 286 sayfa ÖNSÖZ Göçebe toplumlarda, daha doğrusu köylü anlayışının egemen olduğu toplumlarda tarih bilinci olmaz; bilgi, belge ve nesneler saklanıp korunmaz ve aile büyüklerinin anlatımları kayıt altına alınmaz. Bizler
Sevgili Arkadaşım Cumali Eşsizoğlu,Arkadaşım, öncelikle böyle güzel bir kitabı(*) yazmanız nedeniyle sizi kutluyorum. Kadir kıymet bilip bir tane de imzalayarak bana göndermenizden dolayı teşekkür ediyorum.Kitabın baskısı, kapağı, sayfa boyutu, kâğıt kalitesi güzel.Şiirlerde biçim güzel, içerik sanki biraz sorunlu gibi. Bazı sözcükleri çok
Mahmut İldoğan’a Dilsiz Acılar romanı ile ilgili gönderdiğim yazı Sevgili Mahmut İldoğan Dostum;Merhaba. Yüreğindeki duyguları yoğun bir emekle harmanlayıp yazdığın Dilsiz Acılar romanını severek okudum.Bundan sonraki çalışmalara belki bir nebze faydam dokunur diye, kısaca, kitabınıza dair düşüncelerimi yazmak istiyorum. Düşüncelerimi yazmaya başlamadan
Fakir Baykurt 11 Ekim 1999 tarihinde aramızdan ayrıldı. Geride mücadele dolu bir yaşam ve birbirinden güzel çok sayıda eserlerini bizlere miras bıraktı. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ile ilgili arşivimde bulunan bir fotoğrafı paylaşmak istiyorum, ama önce ilgisi
Kardeşim Ali Haydar Üzülmez’den aldığım bir mektup Günaydın Sevgili Ağabeyim, Dün Özgürlük Parkı’nda yürürken akraba ve benim tanımadığım onların beni/ bizi tanıdığı insanlarla telefonda konuştum. Benim iyi bir baba, iyi bir öğretmen, iyi bir devrimci/ arkadaş, geçmişte iyi bir eş olduğumu söylediler.
Sevgili Kardeşim Ali Haydar; Svetlana Aleksiyeviç’in İkinci El Zaman-Kızıl İnsanın Sonu(1), Pavel Sudoplatov’un Özel Görevler/Sovyet İstihbarat Şefinin Anıları(2) ve Gün Zileli’nin Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar(3) kitaplarını okudum, senin de okuman için gönderiyorum. Kitapları okumadan önce bazı şeyleri tam olmasa da