Karikatürcüler çizgilerle düşünen sanatçılardır. Karikatürde nükte resmin altındaki sözcüklerde değil, bizzat çizgilerdedir. Bu nedenle, karikatürcü düşüncelerini, felsefesini, anlatmak istediği şeyi sözcüklere gereksinim duymadan çizgilerle anlatır. Çizgiler sanatsal bir karakter taşır ve mizah içerir. Karikatür ve mizah insanı gülümsetir, güldürür. Gülme, beynin ilacıdır;
“Mıtırıp, bu dem saz edelim bir name avaz edelimAşk ile pervaz edelim kalsın kitabın bu gece” 14 Şubat: “Sevgililer Günü”. “Sevgililer Günü”: Aşkı anlatacak zamandır. Aşkı anlatmalı, ama aşkı anlatmak çok zor, çünkü aşkta bir gizem, bir esrar vardır. Aşkta ulaşılmaz, elde
Kürtlerin etrafında/”Kürt Sorunu” konusunda müthiş fırtınalar esiyor/estiriliyor. Mecliste, Genelkurmayda, Bakanlıklarda, Dış Temsilciliklerde, Uluslararası Kurum ve Kuruluşlarda, Siyasi Partilerde, Medyada, Sokakta… tartışmaların, toplantıların, görüşmelerin, gösterilerin biri bitiyor biri başlıyor: Savaş çığlığı atanlar, sınır ötesi operasyon isteyenler… “Kerkük ve Musul’a uzanalım” ya da “Kuzey
Bilim, Paradigma, Değişim ve Örgütler başlıklı yazım bazı sitelerde yayımlandı (02.06.2007 ve 13.07.2007 tarihlerinde). Bu yazımla ilgili birçok e-mail/ ileti aldım. Gelen yazıların çoğu, yazının “ağır” olduğu, pek anlaşılmadığı üzerineydi. Yazıyı, çalıştığım işyerinde okumaya meraklı, dünyada olup-bitenlere kafa yoran, yönetim bilimi ve
Bilim ve Gelecek Dergisi Aralık 2007, Sayı: 46 Gidişat Kıyametin mi, Yeniden Varoluşun mu Alâmeti? Yeni bir çağın kapısı aralandı; farklı bir çağa girmek üzereyiz. Bilgi devriminin gerçek devrimci etkisi yeni yeni hissedilmeye başlanıyor. Bilgi paradan daha hızlı hareket ediyor; akıllara durgunluk
17., 18. ve 19. yüzyıllar Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kaybettiği, parçalanmaya gittiği yüzyıllardır. Bu yüzyıllar, aynı zamanda Batılı birçok gezginin, araştırmacının, mühendisin, arkeologun, planlamacının, istihbaratçının, askeri danışman veya uzmanın Mezopotamya ve Anadolu’da cirit attığı, ilgi duyduğu yüzyıllardır. Sestini, William Heude, William Francis Ainsworth,
Bu hafta bir şiiri takdim ettikten sonra, iki kitaptan söz etmek istiyorum. Şiir, genç şairlerimizden Eşref Üzülmez’e ait. Ben ve Eşref aynı soyadını taşırız: Dedelerimiz amca çocukları olur. Günümüzdeki yaygın söyleniş biçimiyle yani kuzeniz. Ama kuzen sözcüğü bana biraz soğuk geldiği ve
Mavi Neşe Gölcük’ün kaleme aldığı öykü kitabının ismidir Kar Beyrut Kar. Kitap, İstanbul’da Agora Kitaplığı yayınları tarafından Türkçe Edebiyat dizisinde Ocak 2006’da yayınlanmış. Mavi Neşe Gölcük, hemşerimiz olur. 13 Mart 1975 Diyarbakır’da doğmuş; Nüket Coşkun Akyol İlkokulu’nu, Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi’ni, Ege
“Her şahıs doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkına haizdir.” -(İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 21) Dünyamızın hızla değiştiği bir dönemde artık yerellik verimlilik, adalet, örgütlenme, ifade özgürlüğü ve gerçekçilik; küresellik de, sınır tanımayan dostluk ve barış
takvim yaprakları solsa dayaşananları unutmak mümkün müolaylar bir bir geçer kaydabeyinde hafıza dosyalarına.Unutmadım:zindanların uğultusu kulaklarımı her çınlattığındagün batımı hüznünde yüreğimin derisi yüzülür. Doğadaki bütün renkler güzeldir. Her rengin sonsuz olan farklı tonları da yine aynı şekilde güzeldir. İnsanlar renklerden bir veya birkaçını