Misbah Hicri Bu kitap Sayın Müslüm Üzülmez’in geniş bir araştırma, inceleme kitabı. Her ne kadar “Çayönü’nden Ergani’ye UZUN BİR YÜRÜYÜŞ” olarak isimlendirmişse de bu kitap kadim tarihin derinliğinden bu güne, insanlığın var oluşuna ayna tutmaktadır.Müslüm Üzülmez’i daha önce sizlere kısaca tanıtmıştım. Ancak
“Yasaklı levhalar anlatır gerçeği” -M. Hicri Urfa; tarihin, uygarlıkların, inançların, kimliklerin harmanlandığı gizemli kadim bir kenttir. Gizemli kadim bu kenti, Misbah Hicri’nin kaleme aldığı Tarihin Adı: Urfa adlı eserle tanımaya çalışmak, hem zevkli ve hem de öğretici: Kitap, “Mezopotamya’nın tarih kokan, kanla
15 Eylül 2008 günü Çapa Tıp Fakültesi Dâhiliye Bölümü 403 nolu odada hasta yatan Nail V. Çakırhan ve kendisine refakat eden eşi Prof. Dr. Halet Çambel’i ziyaret ettim. Nail Bey yatakta, sırtı duvara dönük kolunda serum takılı, arada sırada ki inlemelerinin dışında
Misbah HİCRİ Şiir kitapları kitapçılardaki raflarda yerini aldıktan sonra halkın malıdır, artık şairin malı olmaktan çıkmıştır. Şair sadece o duyguları okuyucuyla bölüşen kişidir. Yıllar sonrada olsa okuduğum şiirlerin duyguyla yoğrulmuş olması, zaman ve mekân içindeki imgelerle titrer içimde. “Niçin bu kadar eski
“Bir ülkemiz var… durmadan aradığımızBirde mavi şafaklarda ayağa kalkmış sevdamız” A. Ayata Piran çok eski bir yerleşim yeridir. Tarihsel olarak kökünden ve kökeninden koparılmak için, ismi sonradan Dicle olarak değiştirilmiştir, ama benim kuşağım ve öncesi kuşaklar için hep Piran olarak anılmış, bilinmiş
Urfa’nın sürekli peygamberler şehri olduğu söylenir. Meğer boşuna değilmiş, dahası varmış: Urfa il sınırları içinde yer alan Göbekli Tepe, günümüzden 12 bin yıl önce bir inanç merkezi, insanoğlunun ilk hac yerlerinden biriymiş. Göbekli Tepe gizemli olduğu kadar, hikâyesi de ilginçtir. Şavak adında
Göbekli Tepe, Urfa’nın 20 km kuzeydoğusunda yer almakta olup, günümüzden 12 binyıl öncesinin bir inanç merkezi, yani insanoğlunun ilk HAC yerlerinden biridir. Denizden yüksekliği 834 metredir. Urfa’dan bakıldığında görülebilecek bir yerde, geniş görüş mesafelerini görebilecek hâkim bir noktadadır. Neolitik Dönem ve son
“Bir çocuktun sen pırıltılar yaratacaktın düzensizliğindenBunun için belki deMasmavi bir örtü gibi bırakarak gölgeniGeçtin resim çeken söğütlerin içinden” -Cemal Süreya İnsanın sevdiği birinin ölümü ardından yazı yazması çok zor. Sevdiğim insanların ölümü ardından yazdığım ikinci yazım bu. İlkini Mehmet Uzun için, “Bir
Değerli hemşerim, merhaba. Başın sağolsun. Kenan Mendekli’ye ilişkin makaleni okudum. Bu kadar genç yaşta ayrılması son derece adaletsiz. Sayende kendisini tanımak olanağını buldum. Umarım siyaset eleştirileri kitabı yakında yayınlanır ve okumak olanağı bulabiliriz. Kitap tanıtıcı yazılarını da okumak isterim. Belki onlar da
“Fırat ve Dicle’nin harap kıyılarını,Zararlı otlar kaplamış.Hiç kimse sokağa adım atmıyor artık,Ve neşeyle dolaşmaya çıkmıyor.Çayırdaki sığırlar,Ne süt ne de yağ veriyor,Anaç koyunlar doğurmuyor,Tüm ülke korku içinde.” MÖ. 2000’li yıllarda Sümerlerce yazılmış Gılgameş Destanı’nda, günümüzde sıkça Ortadoğu diye anılan, ama tarihte Mezopotamya olarak