“Tüm bu olmuş olanların bir anlamı olmalı O halde olması gerekenin olmasına az kalmış olmalı” (s.151) İşin kolayına kaçmadan mutluluğun kitabı yazabilir mi? Çok zor. Nâzım Hikmet “Saman Sarısı” şiirinde “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dizesiyle seslendiğinde, kadim dostu ressam Abidin
tarih kitapları yazmıyor.kurulduğundan bu yanakim bilir ne ordular sürüldü üstünebir bilen olsa da anlatsa… İbrahim Evirgen ile dostluğumuz 10 yıl öncesine dayanmaktadır. 2005 yılı Ekiminde Diyarbakır’a gittiğimde kardeşim Miktat bizleri tanıştırmıştı. O zamanlar Diyarbakır’da matbaa işleriyle uğraşıyordu. Ayrıca Diyarbakır’da günlük yayımlanan Yeni
Uzun bir zaman önce (18 Kasım 2013 günü) Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Botanik Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Neşet Arslan hocam mütevazı bir şekilde «Ergani Makam dağında yetiştiğini belirttiğiniz makam çiçeğinin resmini yollayabilirseniz hangi tür olduğu konusunda yardımcı olmaya çalışırım» diye
Sevgili Kemal Ezber’imiz aramızdan ayrıldı. Ölüm haberini 30 Aralık 2014 günü Şeyhmus Diken’in Tigrishaber Sitesi’nde yayınlanan yazısından öğrendim. Anısına saygı, vefa borcu niyetine anılarımı paylaşmak istiyorum. 1974-75 yıllarında Diyarbakır’da henüz İlerici Gençler Derneği-İGD kurulmamış, yavaş yavaş kurulma çalışmaları yapılmaktaydı. Ben Ankara’da öğrenciydim.
Arı kovanlarının içinde büyüdüm. Dedem, amcam ve babam dönem dönem arıcılık yaptılar. Ben, kardeşlerim ve amca çocukları arı kovanları temizlenirken, kovandan bal alınırken, oğul arıları kovanlara yerleştirilirken ve çamur ya da tahtadan kovan yapılırken yardımcı olurduk. Arı kovanlarından yayılan uğultu ve arıların
Haw, Kemal Varol’un yeni yayınlanan romanı. Kemal Varol, mutlak hegemonya isteyen kutsal hiyerarşi ile örgütlenmiş derin devletin, resmi ideoloji ve siyasi rejimin yıkıcı etkisinin en çok hissedildiği coğrafyada, 1977’de Diyarbakır’da doğmuş, çocukluğunda 12 Eylül darbesinin, gençliğinde Kürt ulusal hareketi ile Devlet arasında
hep anlattığın gibi, hayat işte böylehazan yaprağı gibi dökülmeye başladık 11 Kasım 2014 günü sevdiğim güzel bir insanı, Hüsnü Güzel hocamızı kaybettik (1944-2014).Vefatını Ergani’den kardeşim Şahin haber verdi. Beklemediğim bu haber karşısında çok üzülmenin ötesinde, derin bir sarsıntı geçirdim. Çünkü o, bizim
Yılmaz Değirmenci’ye kitap dosyasına ilişkin gönderdiğim yazım Sevgili Dayımoğlu/Halamoğlu,Gönderdiğin kitap dosyasını(*) zevkle okudum, hem de iki kez. Okurken duygulandım ve gururlandım, çok mutlu oldum. Bir tanıdığımın, akrabamın böylesine güzel bir eseri kaleme alması beni mutlu etti. Mutlu edenler mutlu olur. Senin de
(…)“2005’in beni memnun bırakan, bir bakıma da sürpriz olan, çok önemli diğer iki olayın birincisi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mühendislerinden Araştırmacı Yazar, Şair Müslüm Üzülmez’in yayınlanan 767 sayfalık “Çayönü’nden Ergani’ye: UZUN BİR YÜRÜYÜŞ” kitabının yayınlanması ve bu kitapta fotoğrafımla birlikte şahsıma 7 sayfanın
“ben bağrıma bazalt taşı basmışım/ kırıcılar kalbimi eder talan” Cehennemde Üşüyorum’un ardından Cumali Eşsizoğlu’nun “üşüyorum” dizisinde ikinci şiir kitabı Yasaklarda Üşüyorum adıyla okurlarıyla buluştu. Üşümek; ısı yokluğu, azlığı veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak olarak tanımlanır. Fizik yasalarına göre farklı sıcaklıklara