Udi Yervant Bostancı’ya gönderdiğim bir yazı
Benim güzel, tadli kardeşim,
Çok çok teşekkür ederim. İletiniz göğsümü kabarttı. Aynen Çîyayê Meyrema’naya kadar oldi. Sizin gibi bedeni uzakta ama yüreği yüreğimin yanında bir dostumun, bir hemşerimin olması benim için hem bir mutluluk ve hem de büyük bir ganimet. Sizin gibi sesi mübarek/vaftiz edilmiş bir kardeşimin olmasına ben sevinmeyeyim de kim sevinsin.
Size ve gruptaki arkadaşlara yanıt babında bir şeyler yazamadığım için kusuruma bakmayın. ne olur? Bu ara çok yoğunum. Bilgisayarımda da sorunlar var. Neyse ben size mutlu Noeller diliyorum, yeni yılınızı da yürekten kutluyorum. Dilediğiniz dilekler dileğimdir.
Paris’e gidecekmişsin, Şehmus Güzel hocama çok çok selam söyle. Eğer rakı içer iseniz, birer duble de benim için lütfen için.
Ha, bilmem biliyor musun? Ben, 1978-1979 yıllarında Diyarbakır rakı fabrikasında 11 kısmın kısım şefliğini yaptım. Fabrikanın tek mühendisiydim. Onun için rakı nasıl yapılır, ama daha çok ta nasıl içilir kardeşin iyi bilir laf aramızda.
Gözlerinden öpüyorum. Yeni yıl kutlaması babında sana yazdığım bir şiiri gönderiyorum, Gecenin Islığı şiir kitabımdan.
Müslüm Üzülmez
25 Aralık 2009
kağıda dökülen her sözcük, şiir olsun istiyorum.
sahte dostluklar,
raflarda bekleyen kirli dosyalar
ve işe yaramaz formül ve sayılardan sıkıldım.
deniz dalgalarının dövdüğü kayalar üzerinde
-gözlerim köpüren dalgalarda
dalgaların ve martıların sesini dinleyerek
tâ karacadağ’dan
rüzgârın getireceği dağınık saçlarının kokusunu bekliyorum.
duygusal yorgunluğu derinden yaşayarak,
yıldızlı geceleri, kelebek kovaladığımız çiçekli tarlaları
ve seni düşünüyorum.
***
hegel, acaba hangi haller için: “düşünülmüşse vardır” diyordu?