Gazetemizin köşe yazarlarından Müslüm Üzülmez’in kişisel web sitesi www.uzulmez.site yayın hayatına başlamıştır. Yazarımızın web sitesinde gazetemizde yayınlanmış yazıları dışında, basılmış kitapları, değişik gazete ve dergilerde çıkmış yazıları, teknik yazıları ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları ile kendisi ve kitapları hakkında basında
“Gülbaran’ın Gülleri” Kitabı Hakkında
Şair, Ressam Osman Aközel Değerli can dostu paylaşım arkadaşlarım; içimde davullu zurnalı halay çekip oynayan, onlarca yıl hasretini çektiğim o güzelim Ergani’nin iz bırakmış güzel insanları var. O var oluşu, o heyecanı ve halayı Sedat Eroğlu içimde seslendirdi. İz bırakan güzel insanlarımızı gün ışığına çıkardı. Emek ve sabırla “GÜLBARAN’IN GÜLLERİ” Ergani’nin; düşün, sanat, bilim, siyaset, spor, dini ve tarihi şahsiyetlerini araştırarak, röportajlar yaparak, kilometrelerce yolları suyolu yapan, aylarını ve yıllarını bu güzel eseri meydana getirmeye adayan uğraş veren Ergani’mizin unutulmazları içerisine giren SEDAT EROĞLU kardeşimi candan kutluyorum. Yürekten alkışlıyorum. Bu güzel eserden daha önce Ergani hakkında yazılan kitaplar mevcuttur. Detaylı
Urfalı Yazara Övgü
Diyarbakırlı ünlü yazar Müslüm Üzülmez, Şanlıurfalı yazar Misbah Hicri’ye övgüler yağdırdı. Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkardığı ‘Tarihsiz ve Talihsiz” adlı şiir kitabını inceleyen ünlü yazar Üzülmez, Hicri’ye tam not verdi. Üzülmez, Misbah Hicri’nin yeni yayınlanan Tarihsiz ve Talihsiz Şiirler kitabında yer alan şiirleri çok beğendiğini belirtti. Günümüzde şiir yazan çok, ama güzel şiir yazanın çok az olduğunu ifade eden Üzülmez, “Şiir, şiir yazmak için yazılmaz bence, içten gelmelidir. Yazarken, şiirin teması şu olsun bu olsun diye de düşünülmemelidir. Şair, esinlendiği anındaki duygu ve düşüncelerini bazen çok yalın, bazen de güçlü imgelerle bir kurgu dâhilinde sözcükleri kâğıda nakış gibi işlemelidir. Şair sabır,
Gülbaran’ın Gülleri Adlı Kitap Çıktı
Sedat Eroğlu’nun Gülbaran’ın gülleri adlı kitabı çıktı. Esat Taştekin Sedat Eroğlu’nun on yıllık çalışmasının, alın teri ve göz nurunun ürünü Gülbaran’ın Gülleri, Erganili Düşün, Sanat, Bilim, Siyaset İnsanları Kent Işıkları Yayınları’nca okuyucuya sunuldu. Gülbaran’ın Gülleri’nde seksenbir düşün insanı, yazar ve şairimizin, kırksekiz bilim insanımızın, onüç basın mensubumuzun, on sanatçımızın, otuz, ses ve sahne sanatçımızın, yirmibeş siyasetçi, belediye başkanı ve milletvekilimizin, seksen sporcu ve spor insanımızın, onbeş dini ve tarihi şahsiyetimizin kısa yaşam öyküsü yer alıyor. Kiminin eserlerinden seçilmiş kısa metinlerle. Kapak tasarımı Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Sayın tarafından gerçekleştirilen Gülbaran’ın Gülleri’nin “önsözü” Müslüm Üzülmez’den, “giriş” ise Prof. Dr. M. Şehmus
Müslüm Üzülmez
Araştırmacı yazar, şair, mühendis Müslüm Üzülmez(1), 5 Kasım 1950’de; üç kız, beş erkek kardeşin en büyüğü olarak Ergani Üçevler’de dünyaya gelir. Babası Cuma Üzülmez, annesi, Havva Üzülmez’dir. Çocukluğu Saray mahallesinde geçer. İlkokulu İnkılâp İlkokulu’nda, ortaokulu Ergani Ortaokulu’nda, liseyi Ergani Lisesi’nde okur. 1971–1972 öğretim yılında Ankara Anadolu Kimya Mühendisliği Yüksek Okulu’nda yüksek öğrenime başlar. 1974 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte 12 Mart sonrası Ankara’daki ilk öğrenci derneği olan ADMMA Öğrenci Derneği’ni kurar. İki dönem bu derneğin yönetim kurulunda görev alır. Dernek faaliyetlerinden ötürü bir süre Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde tutuklu kalır. 1972 yılında öğrenciyken amcasının kızı Sevgi Hanım’la sözlenir, 1976 yılında evlenir.
Gülbaran’ın Gülleri…
Şerif Kaplan Gülbaran’ın Gülleri; Sedat Eroğlu dostumun yeni çıkan kitabı, bir süreden beridir okurları ile buluştu. İlk kez bu ismi duyduğumda hocamda enteresan bir duyu yüreğimi kaplamıştı. Çocukluğumda kalma bir duygu kulaklarımda fısıldıyordu.Tuhaf bir his. Yüreğimin bir yerinde bir şerler kaynayıp duruyordu. Sedat Eroğlu’nun on yıllık çalışmasının, alın teri ve göz nurunun ürünü Gülbaran’ın Gülleri, Erganili Düşün, Sanat, Bilim, Siyaset İnsanları Kent Işıkları Yayınları’nca okuyucuyla buluştu. Gülbaran’ın Gülleri’nde seksen bir düşün insanı, yazar ve şairimizin, kırksekiz bilim insanımızın, on üç basın mensubumuzun, on sanatçımızın, otuz, ses ve sahne sanatçımızın, yirmi beş siyasetçi, belediye başkanı ve milletvekilimizin, seksen sporcu ve spor
Kapak Arkası – Yazılı Kaynaklarda Çermik
Müslüm Üzülmez, Yazılı Kaynaklarda Çermik, Pak Ajans Yayıncılık, İstanbul, 2012, 228 sy. …yarı bir Çermikli olarak, elime geçen bilgi ve belgeleri bir arada yayınlamanın yararlı olacağını düşünerek bu kitabı yayınlamaya karar verdim. Çünkü Çermik’in yaşamımda önemli, anılarımda anlamlı bir yeri var. Birincisi; Annemin Çermikli olması nedeniyle sık sık Çermik’e dedemlere giderdim. En büyük torun olmam, erkek çocuğu olmam ve Ergani’den misafir olarak gittiğim için el üstünde tutulurdum. Tüm akrabalarım tarafından sevilirdim. Sevilmem, el üstünde tutulmam ve farklı bir yerde olmam bende Çermik ve Çermiklilerle karşı güzel duyguların oluşmasına neden olmuştur. İkincisi; Gençliğe ilk adım atış dönemlerimde Çermik’e gitmelerimle dayım Nurettin
Gülbaran’ın Gülleri Hakkındaki Düşüncelerim
M. Şehmus Güzel Sedat Eroğlu’nun on yıllık ugraşının, alın teri ve göz nurunun ürünü Gülbaran’ın Gülleri, Erganili Düşün, Sanat, Bilim, Siyaset İnsanları isimli kitap Kent Işıkları Yayınları’nca birkaç gün önce okuyucuya sunuldu. Gülbaran’ın Gülleri’nin “önsözü” şair ve yazar Müslüm Üzülmez’den. Hemşerim Sedat Eroğlu’nun isteği üzerine “giriş”i bizzat bendeniz kulunuz yazdı. Son derece hacimli ve pek çok ender ve epey çarpıcı görsel malzemeyle donatılmış kitabın “önsöz”ünde Müslüm Üzülmez şunları yazıyor: “Doğup büyüdüğümüz yerler kişilik ve kimliklerimizin oluşmasını sağlar. Sanayileşme, modernleşme, teknolojik gelişme ve nihayetinde küreselleşmeyle birlikte her yer birbirine benzemeye başlasa da insanların doğup büyüdüğü yerlere karşı ilgi ve sevgisi azalmayıp
Ergani De Akillerini Seçsin
Esat Taştekin Ülke gündemini takip eden medyaya ilgi duyan herkesin akil insanlar listesindeki kişileri iyi tanıdığı muhakkaktır. Gerçekten muhteşem bir liste hazırlanmıştır. Bu akil insanların işleri çok zor olacaktır. Bunlar yedi bölgeye ayrılıp, toplumun her kesimiyle görüşüp sürecin kalıcı bir barışla tamamlanmasını hedefleyeceklerdir. Barış isteyen her insanın kendi çapında sürece destek olması ve bu akil insanlara yardımcı olması gerekir. Akil insanlarda en az biri ya da bir kaçı muhakkak ki ilçemizi de ziyaret edeceklerdir. Hani diyorum bu kişilere yardımcı olmak için Ergani halkı olarak bir ön hazırlık yapıp kendi aramızda akillerimizi seçelim. Onlar bize gelmeden bu akil insanlar toplanıp kendi
Gülbaran’ın Gülleri / Önsöz
“Zenginliği baharda çobanların kavallarında çocukların türkülerindeİğde kokularında üzüm asmalarında güllerde” Ergani’nin benim yaşamımda çok farklı bir yeri vardır. Doğup büyüdüğüm bir yerdir. Çocukluk ve gençliğimin en güzel yılları Ergani’de geçti? Unutmam mümkün değil. Sadece unutmakla kalmayıp Ergani ve Diyarbakır’ı çok seviyorum. Salt ben değil, kanımca herkes doğup büyüdüğü yeri seviyor. Çocukluk ve gençlik dönemlerimizin geçtiği yerler unutulmaz ki. Her daim içimizde bu yerlere karşı özel bir sevgi besleriz. Hele birde araya ayrılık girmeye görsün, hemen çocukluk ve gençliğimizin mekânları rüyalarımızı süsler. Çünkü: “Gülbaran gülleriyle bir cennet bahçesidir.” Doğup büyüdüğümüz yerler kişilik ve kimliklerimizin oluşmasını sağlar. Sanayileşme, modernleşme, teknolojik gelişme ve
Bize Gönderilen Kitaplardan
Çayönü’nden Ergani’yeUzun bir Yürüyüş Tarihin binlerce yıldan beri sürdüğü sayılı yerleşimlerden biri olan Ergani’nin on bin yıllık tarihi. Doğduğu kente olan sevdası ve gönül borcunu ödeme duygusuyla bir heyetin altından kalkabileceği çalışmayı tek başına yapan Müslüm Üzülmez 800 sayfalık kitabını üstelik kendi olanakları ile bastırmış. Diyarbakır’a adını veren bakır madeninin çıkarıldığı yörenin coğrafi ve jeolojik yapısının ele alındığı ilk bölümün ardından “Dünyanın En Eski Köyü” olarak dünya basınında yer alan ve yıllar içinde tarih biliminin yeniden yorumlanmasına yol açan Çayönü ile başlayan tarihe yolculuk günümüze kadar sürüyor. Akkoyunlu devletinin kurucusu Uzun Hasan’ın, günümüzün efsane şairi ve yazarı olan Sezai Karakoç’un