Gazetemizin köşe yazarlarından Müslüm Üzülmez’in kişisel web sitesi www.uzulmez.site yayın hayatına başlamıştır. Yazarımızın web sitesinde gazetemizde yayınlanmış yazıları dışında, basılmış kitapları, değişik gazete ve dergilerde çıkmış yazıları, teknik yazıları ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları ile kendisi ve kitapları hakkında basında
Soykırım
Soykırım dönemini anlatan “Ergani Tarihinin Saklı Sayfası Ermeniler” kitabı yayınlandı Müslüm Üzülmez’in kaleme aldığı “Ergani Tarihinin Saklı Sayfası Ermeniler” başlıklı kitap, İsmail Beşikci Vakfı Yayınlarından çıktı. Kitap, Diyarbekir’in eski Ergani kasabasının 1915 öncesinde Ermenilerin durumunu, 1915 Ermeni Soykırımını ve 1915 sonrasında kasabasının harabeye dönüşü anlatıyor. Diğer yazılı kaynaklardan, büyüklerden duyduğu anlatımlardan ve Ergani kökenli bazı kişilerle şahsen görüşerek tuttuğu notlardan yararlanarak çalışmasını hazırlaya yazar, Ergani ve civarında 1915 ve sonrasında yaşananlara dair önemli tespitler yapıyor. “1915’te, İttihat ve Terakki yönetimi, yasa ve hukuku ayaklar altına alarak Ermenilerin öldürülmesine Fermanla serbestlik getirdi: İsteyen istediği ya da istediği sayıda Ermeni’yi öldürebilir, her
‘Ergani Tarihinin Saklı Sayfası Ermeniler’
Müslüm Üzülmez’in yazdığı ‘Ergani Tarihinin Saklı Sayfası Ermeniler’ adlı kitap İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları tarafından okuyucuların beğenisine sunuldu. Kitapta, eski Ergani/Osmaniye (Diyarbekir) kasabasında 1915 öncesinde Ermenilerin durumu, 1915’te yapılan Ermeni katliamı ve eski kasabasının harabeye dönüşü anlatılmakta. Kitabı kaleme alan Müslüm Üzülmez, kanlı süreci anlamaya ve tarihin getirdiği acılarla yıllanan yaşlı bir dağın yamacında kurulu şimdilerde ise harabeye dönmüş eski kasabanın gölgesinde yitik zamanın peşinde tarihin saklı sayfalarını aramaya çalışıyor. Yazılı kaynaklardan, aile büyüklerinin geçmişte anlattığı anlatımlardan ve Ergani’de konuya vakıf bazı şahıslarla yüz yüze yaptığı görüşmeler esnasında tuttuğu notlardan yararlanmış. Mikro ölçekte toplumsal hafızanın tazelenmesi, yenilenmesi, geri gelmesi ve
Biz Bu Filmi İzledik
12 Eylül mağdurları uyardı: ETÖ ve karanlık örgütleri kurtarmak istiyorlar İmralı gerilimine, Reşadiye saldırısı ve DTP kararı da eklenince, sokakta şiddet tırmandı. Türkiye’nin birçok yerinde çıkan olaylar devam ederken, tabanca, balta ve döner bıçaklarıyla sokağa inen vatandaşlara, 12 Eylül mağdurları seslenerek, “Biz bu filmi daha önce gördük. Ortak aklı devreye sokalım. Sağduyu elden bırakmayalım” çağrısında bulundular. ASLAN DEĞİRMENCİ/ANKARA İmralı gerilimine, Reşadiye saldırısı ve DTP’nin kapatılma kararı da eklenince, sokakta şiddet tırmandı. Türkiye’nin birçok yerinde çıkan olaylar devam ederken, tabanca, balta ve döner bıçaklarıyla sokağa inen vatandaşlara 12 Eylül mağdurları seslenerek, “Ortak aklı devreye sokalım. Sağduyuyu elden bırakmayalım” çağrısında bulundular. 12
Yazarın Notu…
Sıddık ALGÜL/ Köşe Yazarı Genel Yayın yönetmenimiz Mehdi TANAMAN, önceki gün beni arayarak, bir süreden beri gazetemizde yayınlanan ‘Diyarbakır’ın kaybolan kültürel değerleri- Kaybolan Meslekler’ başlıklı yazı dizisinde, tarafımdan bir çok kaynak yayın ve kişiye başvurularak derlenen yazıların, kaynağı ve kaynakçaları ile ilgili olarak değerli yazarımız Müslüm ÜZÜLMEZ beyin, telefon açtığını, sitem ve kırgınlıklarını ilettiğini bildirdi. Bir çok derlemeci ve araştırmacı gibi, bizim de bir süredir bu köşeden okuduğunuz derlemelerimizde sıkça başvurduğumuz ve kendisi tarafından hazırlanan yazıtların kaynakça belirtilmeden kullanılmasını eleştirmişler… Son derece haklı bir tepki. Eğer kendilerini kırdıysak özür dileriz. Ancak bilindiği gibi bu bir yazı dizisidir ve genelde yazı
Gönülden Kaleme/Önsöz*
Yazar ve şair arkadaşımız Misbah Hicri üretken bir yeteneğe sahip. Dinleyerek, araştırarak, okuyarak, okuduklarını sorgulayarak ve okudukları üzerine düşünerek ortak hafızamızın doğru bir şekilde oluşmasını istiyor. Bunun için durmadan yazıyor, peş peşe kitaplar çıkarıyor; değişik dergi, yerel gazete ve web sitelerinde edebiyat, tarih, sosyal yaşam, mitoloji, Urfa’ya ve coğrafyamıza dair düş ve düşünceler içeren yalın anlatımlı, sade bir dille yazılar yazıyor. Sadece yazmakla kalmıyor, yazılanları da yakından takip ediyor, okuyor ve bunlara ilişkin düşüncelerini bizlerle paylaşıyor. Elinizde bulunan Gönülden Kaleme kitabı sanatsal eylemin en iyi nişanesidir. Gönülden Kaleme çok renkli bir kitap… Kitapta birçok yazarın yayınlanmış kitaplarına dair Misbah Hicri’nin
Sosyal Medya, Görsel ve Yazınsal Hayat
(…)“2005’in beni memnun bırakan, bir bakıma da sürpriz olan, çok önemli diğer iki olayın birincisi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mühendislerinden Araştırmacı Yazar, Şair Müslüm Üzülmez’in yayınlanan 767 sayfalık “Çayönü’nden Ergani’ye: UZUN BİR YÜRÜYÜŞ” kitabının yayınlanması ve bu kitapta fotoğrafımla birlikte şahsıma 7 sayfanın ayrılmış olması. Müslüm Üzülmez aslen Erganiliymiş. Yayınlanmış tam bir düzine kitabı var. Çok üretken bilge bir er kişi. Daha önce tanımıyordum. Bu kitap vesilesiyle aramızda telefon, e-posta ve posta ile haberleşme bağı kuruldu. Dünya görüşümüz farklı. Duyumsamalarımız, hassasiyet derecemiz aynı gibime geliyor. “Ergani.gen.tr” web sitemde onun hakkındaki düşüncelerimi anlatan bir yazım olduğu için burada detaylara girmiyorum. Ayrıca Gönül
Yazarımız Müslüm Üzülmez İle Yapılan Röportaj
İstanbul-Kadıköy Göztepe Ortaokulu son sınıf öğrencisi Can Üzülmez’in “Türkçe Proje Ödevi” kapsamında yazarımız Müslüm Üzülmez’le yapmış olduğu röportajı ilginç ve de yazarımızın yazarlık serüvenini güzel bir şekilde detaylandırmış olması nedeniyle sizlerle paylaşıyoruz. Bize kendinizi tanıtır mısınız? 1950’de Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ergani’de yükseköğrenimimi de Ankara’da, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nin Kimya Bölümü’nde tamamladım. Esas mesleğim kimya mühendisliğidir. Çeşitli kamu ve özel sektöre bağlı iş yerlerinde çalıştım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden emekli oldum. Halen İstanbul’da emeklilik yaşamımı sürdürmekteyim. Yazmaya ne zaman karar verdiniz? İlk eseriniz hangisidir ve konusu nedir? Yazmaya 1991’de
ÜZÜLMEZ, Müslüm
Araştırmacı yazar ve şair. 1950’de Ergani’de doğdu. Ergani İnkılâp İlkokulu (1963), Ergani Ortaokulu (1966), Ergani Lisesi (1969), Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Yüksek Okulu Kimya Mühendisliği Bölümü (1977) mezunu. 1977 yılından itibaren Diyarbakır Belediyesi Temizlik İşlerinde müdür vekilliği, 1978’den itibaren Tekel Bakanlığına bağlı Diyarbakır İçki (Rakı) Fabrikasında kısım şefliği yaptı. Diyarbakır ve İstanbul’daki çeşitli kamu ve özel sektöre bağlı işyerlerinde mühendis ve teknik eleman olarak çalıştı. Ayrıca dernek, sendika, siyasi parti yöneticiliği, işçilik, pazarcılık gibi çeşitli işlerde çalıştı. 12 Eylül sonrasında Türkiye Komünist Partisi davasından gözaltına alındı. 1982-1984 yılları arasında Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde tutuklu kaldı. Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı (1)
Yeni Bir Sürece Girdik: Ben Umutluyum
ZORLU YOL: İmralı Görüşmeleri(*) kitabında yer alan röportaj: Sorularım bu kez 12 Eylül mağduru Araştırmacı Yazar Müslüm Üzülmez’e… Türkiye’de neden toplumsal barış sağlanamadı? Cumhuriyetin tarihi, faili meçhul cinayet, baskı ve inkâr politikalarının tarihidir.Cumhuriyet daha kuruluş aşamasındayken organize bir şekilde Türkiye Komünist Partisi –TKP yöneticileri Mustafa Suphi ve arkadaşları 28-29 Ocak 1920 tarihinde Karadeniz’in karanlık sularına gömüldü. Mustafa Suphi’nin eşi Meryem’de (Maria) “bedensel zevk” için “hediye” verilmek üzere alıkonuldu sonra da öldürüldü. Bu cinayetler faili meçhul cinayetlerin ilki olarak kayıtlardaki yerini aldı. Sonra 1925’te “Şeyh Said Ayaklanması” ve 1938’de “Dersim İsyanı” sonrasında İstiklal Mahkemeleri kuruldu. Şeyh Said ve Seyid Rıza idam
Ekmek / Nan, Nimetlerin Şahı*
Eskiden ekmek, dumana bulanan gözyaşlarıyla, kızgın saçta tandırlık denilen kimi evlerde, evin içinde, kimi evlerde de kozik denilen yığma taşlardan yapılmış yerlerde pişirilirdi. Çuvaldan legene, teyşte dökülen un, suya bulanır, yoğrulur, kıvamına gelir, hamur olur, tahta ile oklava arasında bir kâğıt inceliğine dönüşürdü, annelerimizin, ablalarımızın ellerinde. Ekmek yapıldığı günlerde annelerimiz bize kimi zaman özel ekmekler yapardı. Yağlı, susamlı, şekerli olduğu gibi bazen de ekmekten daha kalın şekilde pişirilen ve adına bazlama denilen ekmek pişirilir ve sıcak sıcak doğranarak üzerine yağ dökülürdü. Evde ekmek yapıldığı gün “havrick” denilen eritilen sade yağa doğranan bu tür kahvaltılıklar yapılırdı. Hele üzerine pekmez ya da