Bu yazımda şair Kirkor Yeteroğlu ve Kırık Çan kitabına biraz değinmek istiyorum. Kirkor Yeteroğlu ismini çok fazla duymamış ve hikâyesini bilmiyor olabilirsiniz. Düşleri ve düşünceleri hakkında çok fazla bir bilginiz de olmayabilir. O, bizden biri, ama “öteki”dir. Kendi ülkesinde “bir güvercinin ruh
Yazının öncesi:“Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 1“Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 2 ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını tanıtmaya çalıştığım Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı yazım yayımlandıktan sonra (28.01.2023)
Yazının öncesi: “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 1 ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını tanıtmaya çalıştığım Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı yazım yayımlandıktan sonra (28.01.2023) birçok yazı almış ve bunlardan
Yaşadığımız korkunç deprem nedeniyle yakınlarını kaybedenlere sabır ve güç, yaralılara şifa diliyorum. *** Büyük bir felaket yaşadık. Hiçbir söz, hiçbir yakarış kayıplarımızı geri getirmeyecek. Yıkımın büyüklüğünden acımız daha fazla büyük. Artık şapkamızı önümüze koyup olanları, olacakları ve bundan sonra yapılacakları düşünmeliyiz. Ucuz
Yaşadığımız korkunç deprem nedeniyle yakınlarını kaybedenlere sabır ve güç, yaralılara şifa diliyorum. *** Bir önceki yazımda ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabı tanıtmaya çalışmıştım. Yazımda, kitapta anlatılan “yeraltı edebiyatı”nın siyasi propaganda
Okuduğumuz bir kitap bazen hafızamızda kayıtlı yaşanmışlıkları anımsatıp anlatmamıza neden olabilir. Robert Darnton’un Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını elime alıp okumaya başlayınca illegal yayınlarla tanışmam geldi aklıma ve sayfaları çevirdikçe de zihnimde kendi yaşadıklarımla 1789 öncesi Fransa’sındaki yaşanmışlıklar çakışıp beni çok
Doğada ve sosyal yaşamda her şey nicel bir birikimin sonucunda gelişir ve niteliksel dönüşümü yaşar; hiçbir olay, oluşum ve gelişme nedensiz değildir ve hiçbir şey tek bir nedene de bağlı değildir. Yaşamın içinde, insanların bulunduğu çevrede binlerce değişik dış etken vardır. Bu
Şeyleri kavradığımızda bunları bellekte kayıt altına alır, kavramsallaştırırız. Sahip olduğumuz bu kavramlar sayesinde de düşünür ve hareket ederiz. Kavramların nicelik, nitelik ve enerji seviyeleri ise düşünce ve hareketimizin çapını ve derinliğini belirler. Doğa yasalarına aykırı, nesne ve hareketleri tanımlamayan içi boş tanımsız
Tarihin akışını ve toplumların kaderini değiştiren makinaların gelişimini, akıllanmasını ve toplumsal yaşama etkilerini; yazar ve düşünürlerin sürekli gelişen makineleşme karşısındaki duruşlarını “Ütopya, Distopya ve ‘Çalışılmayan Bir Dünya’” başlıklı yazımla (08 Eylül 2022) başlayan ardışık birbiriyle ilintili beş yazı yazmayı tasarlıyordum. İki yazı
İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Sovyetler Birliği’ne bağlı Kızıl Ordu Hitler faşizminin kalbi Berlin’e girdi ve paralel olarak aynı zamanda Amerika Avrupa’ya bir çıkartma yaparak bazı ülkelere yerleşti. Savaşın sonunda yapılan bir anlaşmayla da sadece Avrupa değil, dünya ikiye bölündü: Bir tarafta ABD’nin