BİLİM, TEKNOLOJİ VE GELECEK

okuma süresi: 7 dk.

Baraka Yayınları, Nisan 2025, Ayvalık-Balıkesir, 165 Sayfa.

Sunu

Teknolojik gelişmeler farklı bir boyutta kanatlanmış uçuyor, insan aklının ürünü teknoloji çok güçlü bir şekilde her şeyi yeniden düzenliyor ya da değiştiriyor ve uyum gösteremeyen her şeyi bir tarafa itiyor: Köklü bir biçimde hayatı dönüştürüyor.
Kısacası, yaşama, çalışma ve birbirimizle ilişki kurma tarzımızı değiştiren bir devrimin tam ortasında bulunuyoruz. Endüstri 4.0 diye formüle edilen ve Dördüncü Sanayi Devrimi olarak tanımlanan bu devrim; ölçeği, kapsamı ve karmaşıklığı bakımından insanlığın daha önce yaşadıklarının hiçbirine benzemiyor.
Şayet Dördüncü Sanayi Devrimi gerçekleşirse, ki öyle görünüyor, dünya artık bizim bildiğimiz bugünkü gibi bir dünya olmayacak. Bu yeni dünyada artık bireysel özgürlük, mahremiyet, duygu, aşk, sevgi, dostluk, yardımlaşma, merhamet, vicdan, bilgelik ve ruhani farkındalık, insaniyetli ve insaflı bir yaşam olmayacaktır. Her şey dijitalleşecek; acımasız bir rekabet ortamında, bilgiyi, parayı, gücü elinde bulunduran bir avuç zenginin karşısında milyarlarca yoksul olacak, çevreyle dengesiz bir ilişki sürecek, sanal seks ve cihazların zihin okumaya başlaması yaygınlaşacaktır. Halihazırda bugün dahi dijital sistemce kuşatılmaya başlandığımız yetmezmiş gibi akıllı makineler, bir örümcek ağı gibi her yanımızı sararak bizi sürekli gözetleyip denetleyecek ve yaşamımızın belirleyeni ve egemeni olacaktır.
Böylesine kapsamlı bir değişime neden olan teknolojik devrimi ve onun çok yönlü etkisini, niteliğini ve hızını esastan bir düşünsek iyi olur diye düşünüyorum. Dünya sermayesine yön verenlerden Davos toplantılarının düzenleyicisi Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu ve başkanı Klaus Schwab bile; “Bu kadar büyük vaatler ve potansiyel tehlikeler içeren bir başka dönem yaşanmadığını” söylüyor. Ve her şeyin belirleyicisi ve tek danışma merci dijital cihazlar, yapay zekâ olacaksa eğer; “Çeşitliliğimizin ve demokrasinin kaynağı olan bireyselliğimizi dijital çağda nasıl koruyacağız?” diye kaygılı bir şekilde sorma ihtiyacını duyuyor.
Eğer Klaus Schwab gelişmelerden kaygı duyup sorular soruyorsa, bizler, geleceğe dair söyleyecek sözü olanlar, düşünce üretenler, itirazı olanlar, tasarısı olanlar, yarınlara dair hayalleri olanlar daha çok konuşmalı, yazmalı ve soru sormalıdır. Sızlanmayı bir tarafa bırakıp alternatif programlar oluşturmalıdır. Bunun için de her şeyden önce; sahip olduğumuz kavramların nicelik ve niteliği davranışlarımızı belirlediği için bilgiyle donanmalıyız ve sonrasında matematiksel düşünüş, felsefi sorgulama, mantıksal analiz, psikolojik sezgi, teknolojik ve sosyolojik bilgiler aracılığıyla sürekli yenilenmenin kavramsal tohumlarını atmalıyız.
Kavramsal tohumlar deyip geçmemek lazım. Tüm yaşananların öncülleri onda saklıdır; önce bazı şeyleri düşünür ya da hayalini kurarız. Sonra, bunları kavramsallaştırarak düşünce ve hayallerimizin yaşam bulmasına çalışırız. Yarının nelere gebe olduğunun ipuçlarını saklar içinde sürekli kavramsal tohumlar. Bir Çin atasözünde söylendiği gibi, “Bir damla su bir kaynağın habercisi” olabilir.
Bir kimya mühendisi olarak ben, bu anlayışla zaman zaman bilim, felsefe, teknoloji, değişim ve gelecek konularında gazete, dergi ve web sitelerinde yazılar yazarak duygu ve düşüncelerimi; eleştiri ve önerilerimi açıklamaya çalışıyorum. Bu yazdıklarım arşivimde birikti. Konular hayati ve hassas konular olduğu için, bu yazdıklarımdan bir seçki oluşturup kitap olarak yayımlamanın iyi olacağını düşündüm.
Sonra bu seçkiyi oluşturdum, adını da Bilim, Teknoloji ve Gelecek koydum.
Kitapta yer alan yazılar -son üçü hariç- değişik tarihlerde bazı gazete, dergi ve web sitelerinde yayınlanmış yazılardır. Bunları yayınlanış tarihine göre kitapta sıraladım.
Herkes kendinde olanı verir, zengin kesesindekini derviş gönlündekini. Ben derviş misali hafıza bahçemdekini verdim.
Kitabımın bilim ve kültür yaşamına katkı sunacağını düşünüyorum.
Önsöz’ü yazan Prof. Dr. Orhan Taner Can’a, kitabın basımına katkıda bulunan dostlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygılarımla,

Müslüm Üzülmez
9 Mart 2025/İstanbul

Önsöz

Kıymetli ağabeyim ve dostum Müslüm Üzülmez’in BİLİM, TEKNOLOJİ VE GELECEK adlı bu önemli eserine Önsöz yazma daveti benim için büyük bir onur oldu. Müslüm Üzülmez ile yollarımız, 2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nde kesişti. Ben mesleğe yeni adım atarken, O deneyimli bir mühendis olarak kariyerinin zirvesindeydi. 2010 yılında emekli olana kadar geçen süre zarfında, onun engin tecrübelerinden ve bilgi birikiminden faydalanma şansım oldu. Sadece bana değil, mesleğe yeni başlayan birçok mühendis arkadaşımıza da yol gösterdi, destek oldu. Onun rehberliği, mesleki gelişimimizde önemli bir rol oynadı.
Bir yıl sonra, akademik hayata adım atmak üzere ben de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ayrıldım. Ancak geçen yıllar boyunca Müslüm Üzülmez ile dostluğumuz hiç eksilmedi, aksine daha da güçlendi.
Emeklilik döneminde Müslüm Üzülmez, mühendis kimliğinin yanı sıra yazarlık kimliğini de başarıyla taşıdı. Anı, araştırma, şiir, mizah ve mesleki konularda kaleme aldığı eserlerle geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Müslüm Üzülmez’in bilime olan derin merakı ve bilimin geleceği şekillendirme potansiyeline dair sürekli araştırmaları, bu kitabın temelini oluşturuyor.
BİLİM, TEKNOLOJİ VE GELECEK adlı bu eser, okuyucuyu biyoekonomik gelişmelerden akıllı makinelere, kapitalizmin mutasyonundan yapay zekâya, düşünmenin düşünülmesinden mühendislik felsefesine kadar çok geniş bir yelpazede zengin bir bilgi yolculuğuna çıkarıyor. Müslüm Üzülmez, her zamanki titiz ve detaylı yaklaşımıyla, geleceğe dair önemli öngörülerde bulunuyor ve okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor.
Kitabın içeriğine göz attığımızda, ele alınan konuların güncelliği ve önemi hemen göze çarpıyor. Paradigmaların iflası, yeni dünya düzeni, yapay zekâ, teknolojik devrim, teknolojik işsizlik, demokratik tartışma kültürü gibi konular, geleceğimizi şekillendirecek temel unsurlar arasında yer alıyor. Müslüm Üzülmez, bu konuları derinlemesine analiz ederek, okuyucuya farklı bakış açıları sunuyor.
Müslüm Üzülmez’in bu eseri, sadece bilim ve teknolojiye ilgi duyanlar için değil, geleceği anlamak ve şekillendirmek isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliği taşıyor. Onun zengin bilgi birikimi ve deneyimiyle harmanladığı bu eser, okuyucuyu düşünmeye, sorgulamaya ve geleceğe dair yeni fikirler üretmeye teşvik ediyor.
Bu vesileyle, değerli ağabeyim ve dostum Müslüm Üzülmez’i bu önemli eserinden dolayı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Saygılarımla,

Prof. Dr. Orhan Taner CAN
16 Mart 2025/İstanbul

İçindekiler

Sunu
Önsöz
1. Paradigmaların İflası, “Yeni Düzen” ve Yöneticilerin Görevi
2. Bilim, Paradigma, Değişim ve Örgütler
3. Biyoekonomik Gelişmeler ve Değerlerimizin Zor Sınavı
4. Var Olmanın Günümüzdeki Hâli: “Harcıyorum Öyleyse Varım”
5. Bir Tatlı Yanılgı: “Görünüyorum O Halde Varım”
6. Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nin Yaklaşımı-I
7. Yapay Zekâya Kai-Fu Lee’nin Yaklaşımı-II
8. Akıllı Makinelere Hapsedilmiş Bir Gelecek
9. Her Dönemin Kendine Göre Bir Parmak İzi Olur
10. Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz-I
11. Akıllı Teknolojik Cihazlarla Birlikteliğimiz-II
12. Bilimkurgu Sadece Bilimkurgu Değildir
13. Kahveler Tek Başına İçildiği İçin Tadı Yok
14. Bilimin Seyri, Paradigmalar ve COVID-19
15. Evlerde Yapılan Rakılara Rakı Diyebilir miyiz?
16. Hiçbir Şey Gerçekler Kadar Acı Değildir
17. Dönemin Marazi Belirtileri
18. Sıradan Küçük İnsanlar…
19. Kapitalizmin Mutasyonu, Yenilgimiz ve Yeniden Düşünmek
20. Düşünmenin Düşünülmesi
21. Demokratik Tartışma Kültürüne Dair
22. “Büyük Dönüşüm”, Korona, Geleceğimiz
23. Strateji, Gelecek, Kavramsal Tohumlar
24. Tez ve Antitez Değiştiyse, Sentez de Değişmek Zorundadır
25. Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Üzerine
26. Ütopya, Distopya ve “Çalışılmayan Bir Dünya”
27. Teknolojik İşsizlik ve Gelecek Korkusu
28. Belalı Sevdalımız: Makineler
20. Bilgisayarla Tanışmam ve “Kâinatın Hâkimleri”
30. Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur?
31. Cep Telefonları Tesbihlerin Pabucunu Dama mı Atıyor?
32. Teknolojik Devrim, Değişim ve Örgütler
33. Rüyam ve “Mühendislik Felsefesi”

Kitap metninin tamamı, ilgi duyan okuyucular için aşağıda PDF olarak bulunmaktadır:

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.